karışık III

*okula uzun zamandır uğramıyormuşum.. bugün kimlik soran kadına para vermeye çalıştığımda anladım.. kadının yüzüme garip garip bakmasıyla farkettim.. rüşvet sandı zahir..

*zor bir gün olacağı sabah en sevdiğim hocam, bölümümüzün medarı iftiharı(!) canım öğretmenimle toslaşayazmamızdan belliydi.. Allahtan reflekslerim o biçim de hemen farkettim.. yoksa ağır hasarlı (benim açımdan) bir kaza olabilirdi.. (kafası irice de biraz..)

*tam da şu anda tramvaydaki ablalara bir kısım çemkirmek istiyorum..üniversite durağından kabataşa giden tramvaya bindim.. çemberlitaş durağından 20-25 civarı turist arkadaşımız bindi.. müsadenizle azcık çemkireyim kendilerine.. (kibar blogger)

pek kıymetli turist ablalar (yaşlar min 30).. Dilinizi bilmiyor oluşumuz (fransızca ama mevzu bu değil) sağır olduğumuz anlamına gelmiyor.. yabancı bir ülkede olmanız da bağıra bağıra konuşmanızı gerektirecek bir şey değil sanırım.. bütün tramvayı inletmeniz en hafif tabirle terbiyesizliktir.. sonra medeniyet öğreteceklermiş.. yok ya!

doymadım az daha çemkireyim.. basit bir fizik kuralıdır.. duran araç birden kalktığında içerisinde sabit durmayan şeyler (ör:insan) arkaya doğru yalpalar.. hatta biz Türkler bunu ilkokulda öğreniyoruz.. dolayısıyla tramvay her duraktan kalktığında lunapark trenindeki gibi woo hoo diye bağırıp çığırmanızı gerektirecek bir şey yok değil mi? bknz: woo hoo girl..

not: ablaların burayı okumayacağının bilincindeyim.. ama çemkirmek rahatlatıyor insanı :))

ay dur az daha çemkireyim.. o pulu üretenin de, satanın da, 9 sene saklayanın da, bana verenin de........ öhm öhm neyse =))

*seçim vesilesiyle balataları tek sıyıran biz değilmişiz.. bugün istiklalin ortası sayılacak yerdeki ablacım.. sen beyoğlu bağımsız milletvekili adayı tayyip erdoğan ehm tayyip ...... (soyadını unuttum) diye elinde megafon bağırırsan milletin kahkaha atmasına hiç bozulmayacaksın.. eğer öyle bir bağımsız aday varsa oy vericem sırf senin güzel hatrın için :P

*sırf yazdığı mesajda tepebaşındayım dedi diye şişhaneye gelmeden alelacele ve eksik mesaj yollayacak kadar dürüst ama tepebaşını silip şişhane yazamayacak kadar da üşengeç başkaları da vardır değil mi tek olamam 8-)

*"dikkat kayar basamak çarpabilir.."

beyaz, sürgülü kapılı minibüslerin birinde yazılıydı.. tam sürgünün olduğu cama yapıştırılmış ve normal bir sticker şeklinde.. araba satın alındığında üzerinde olanlardan.. bütün yol ne demek istediğini düşündüm.. şakasız bütün yol düşündüm bunu.. anlayan varsa yardımcı olursa sevinirim.. istisnasız her yere virgül koydum olmuyor olmuyor :)) tamam yurdum insanı Türkçe dehası değil biliyorum ama bu arabanın kendi stickerıydı yahu..

*bayılarak okuduğumuz bir kitabın filmi girmiş gösterime.. koskoca istanbulda sadece 1-2 salonda.. bugün geçerken dikkat ettim.. recp ivedk 2 (bilerek eksik yazdım.. malum, analitiks) hatta hatta hala ıssz adm var pek çok salonda.. tamam gişe kaygısı anlıyorum da artık yetmedi mi??

*canımız kanımız istiklalimize bershkayı da açmış bulunuyoruz.. accesorize (nasıl yazıldığı umrumda değil) ve mangodan sonra bir bershka mız eksikti.. git gide "cadde"leşiyor.. gitgide o tür insanlara tahammülüm azalıyor.. bazı yerler özel olmalıdır, bazı yerler bazı kitlelere has olmalıdır.. üzülüyorum..

kişinin istemediği ot burnunun dibinde bitermiş efendim.. Cuma günü ismail yekayı kapımızın önünde ağırlayacağız.. yaklaşık 10 metre uzakta olacak kendileri.. çok mutluyum çok heyecanlıyım!!

hatta dur bakayım.. sanki bu gece heyecandan uyuyamayacak gibiyim..

Seçin seçilin kurtulalım artık yahu!

yorucu ve oldukça sinirli bir günün ardından yine de yatağa mutlu uzanmak çok güzel =) nedeni niçini de bize kalsın değil mi =)

.

dersin hangi sınıfta olduğunu unutuyorum..

telefonu niçin elime aldığımı unutuyorum..

başladığım cümleyi nasıl sürdüreceğimi unutuyorum..

odaya ne için gittiğimi unutuyorum..

ne anlatacağımı, ne söyleyeceğimi sürekli unutuyorum..

ne yapacağımı unutup geri dönüyorum..

unutmadığım herşeyin aynı temele dayanması tesadüf mü?

seçme hakkı istiyorum............

bir seçim mağduru

otoparktaki araç sahipleri! otoparktaki araç sahipleri miting nedeniyle araçlarınızın çekilmesi önemle rica olunur.. şu yazıyı yazana kadar bile beş kere anons geçti.. 20 dakikadır aralıksız söylüyor.. migrosda carrefourda çalışan hatunlarda bulunan en gıcık ses tonuna sahip..

herkes, her şey ders çalışmama karşı sanki.. nerdeydi benim cinnet resmim..

he bu arada otoparktaki araç sahipleri!! anladınız siz onu 8-)

heh buldum..

karışık II

* çok gezen mi çok okuyan mı bilir sorusuna cevabımı buldum.. bu sorunun herkes tarafından kabul edilebilir cevabı ne bilmiyorum ama benim gözümde artık okuyan uzak ara öne geçti..

mischiefin olmadığı bir derste olaylar şöyle gelişir:

söz bir yerden dönüp dolaşıp Bosna'ya gelir.. hoca Bosnalıların Türk hatta Müslüman bile olmadıklarını iddia eder.. sınıfta sesi tek çıkan arkadaşım konuyu kendisine izah etmeye çalışır fakat nafile.. adam tutturur bir kere.. "ben 1 kez gittim hiç Türk yoktu.."

Anlayışımız şu: ben gittiğimde Türk/Müslüman görmediysem yoktur.. aynı mantıkla İstanbula ilk kez gelip deniz olmayan yerleri gezen bir insan istanbul'da deniz olmadığını iddia edebilir değil mi? 3,5 yıllık üniversite hayatım boyunca olmadığıma en üzüldüğüm ders..

oof of..

* umrunuzda değildir muhtemelen ama postcrossing blogumu açtım.. çok yığılmadan açayım istemiştim ama bu kadarı bile yorucu oldu benim için.. isim konusu sancılı oldu ama buna karar verdim sonra :)


* zaman daralıyor 16 günümüz kalmış.. hayır efendim manyak gibi onu saymıyorum.. zamanında bilgii edinmek amacıyla üye olduğum bir açıköğretim sitesi her gün şu kadar gününüz kaldı diye haber gönderiyor..

küfürler ederek siliyorum ama subject kısmına yazdıkları için güzelce takip ediliyor kaç gün kaldığı.. bugün altın vuruş yapıp 6 ünite bitirmek amacındayım.. gerçekleştirme ihtimali zor ama imkansız olmasa gerek =)

* Bugün çanakkale zaferimizin 94. yılı.. orada emeği geçen, şehit olsun veya olmasın herkese teşekkürlerimizle.. Mekanları cennet olsun demek gereksiz gibi, öyle olduğuna eminim zaten :)

* hoptekten ya da adı her neyse ondan bir tek bana mı bıkkınlık geldi merak ediyorum.. her yerde karadenizin çılgın dansı kolbastı muhabbetleri geçiyor.. tamam her şeyden kolay sıkılan bir insanım ama okanda bile amaçsızca zıplayan insanları görmek karadeniz insanından bile soğuttu..

* bazı insanlar ders çalışırken müzik dinler.. ben de dinliyorum.. ama hep aynı şeyler..
70 milyon kardeşiz
ayrı gayrı yok bizde
çünkü biz Türkiyeyiz
bzzztttt
geliyor geliyor kılıçdaroğlu
hem dürüst hem temiz bir insanoğlu
bzzztttt
çocuklar inanın inanın çocuklar
güzel günler göreceğiz güneşli günler
bzzzzttttt
parklarınla köprülerinle meydanlarınlaa
bekle bizi istanbul
bzzzttttt
beraber yürüdük biz bu yollarda
beraber ıslandık yağan yağmurda
bzzzzzzzzzzzzzzzztttttttttttttttttttttttttt

bir de bunlara maruz kalıyorken Hukuk'tan yerel yönetimler, anayasanın ilkeleri filan çalışıyor olmak da ayrı bir trajediydi sanırım..

seçim olsa da kurtulsam diyeceğim ama o zaman da sınavlar bitiyor.. ne demeli bilemedim :-/

* google analytics beni izliyor!!

hayatımda büyük bir değişiklik yapıp firefox kurdum.. Ghostery eklentisi sayesinde girdiğin sayfalarda bug var mı diye kontrol ediyor.. ve her yeni tıkladığım/açtığım sayfada sağ üst köşede minik bir google analytics yazısı çıkıyor..

Sana ne birader girdiğim sitelerden.. huylandırmasana insanı!! yürürken arkama da bakarım artık ben.. naptın bana alçak analitiks :'(

* yarın hayatımda başka bir değişiklik yapıp okula gideceğim.. o yüzden ders çalışamayacağım ama kısmet artık..

* yazıları yarım bırakmaktan nefret ediyorum.. sonra devam etmek konusundaki bütün hevesimi kaybediyorum.. yazacaklarım da aklımdan uçup gidiyor.. ama bu sefer başardım sanırım =)) çok mesudum bu yüzden :P


p.s: bitmedi o 6 ünite :D 2de kaldım :D

çalışmak ya da çalışmamak

işte bütün mesele bu..

19 gün 4 ders 35 ünite..

gün başına 2 ünite..

çözülmesi en zor denklemim.. yapabilecek miyim? göreceğiz..

umudum var mı? ı ıhh..

ama yine de...

analitiks

aynı gün içerisinde 2 yazı yazmak hiç adetim değildir ama olsun bakalım bir seferlik :)

can sıkıntısından google analyticse bakayım dedim çok eğlendim siz de eğlenirsiniz belki diye paylaşmak istedim :)

öncelikle chucky129 ve mischief kelimeleriyle değişik kombinasyonlar yapan şahıs.. inanmayacaksın ama bu ikisinin birleşiminden bir tek ben çıkarım.. zaten dünya üzerindeki tek chucky129 benim muhtemelen.. o yüzden bırak inadı bak her seferinde benim bloguma çıkıyorsun =)


"hayat beni neden yoruyosun"
"....hayatt beni neden yoruyosun"
"hayat benı neden yoruyosun"
"hayatt beni neden yoruyosun"
"beni neden yoruyosun müziyi"
dedim size hayat herkesi yoruyor ve bir gün herkes bu şarkıyı arayacak/kullanacak/nick yapacak/ileti yapacak

"barney's blog"
denedim Türkçe yapılan aramaların 8. sonucuyum.. direkt webde arasan karşına çıkacak halbuki =)

"karamsar yeni yıl"
yalnız değilim yihuuuu :)

"dünyada kime benzediğini bul"
emredersin.. bulunca haber veririm ben sana bekle :)

"fıtbıl oyunu"
Fatih Terim oynatıyor herhalde.. bilmeyen varsa buraya alalım onları

p.s bir gün bu videoyu izlerken gülmekten ölücem ama dur bakalım =)

"forerihe"
canım arkadaşımdır çok severim, çok bayılırım.. hayırdır lazım mı :)

"umarım hakettiğini bulursun"
sağol canım hepimiz inşallah..kötü şeyler hakedenler düşünsün değil mi ;)

"çikolatalı gofret ne demek"
sevmeyen varmış demek ki, bilmeyen bir şey sevilemeyeceğine göre :)

"sen dizime yattın... ben bi hikaye anlattım...sen büyüdün...."
iyi etmişsiniz.. hadi şimdi koşarak uzaklaşın blogumdan.. görmeyeyim bir daha da buralarda :P

",,,,olgun hatunum"

eğer olgun olan hatun sensen Allah sahibine bağışlasın.. yok olgun hatununu arıyorsan buralarda yok.. gelirse aradığını söylerim.. ayrıca çek elini virgülden..

"arda aydın tekrar çal sam"
ne oynamış ama di mi yaa.. bi daha olsa bi daha izlerim..

"ayakkabı altına ad yazma"
genellikle bayanlar evlenecek gelinin düğünden önce ayakkabısının altına adını yazarlar.. ilk silinenin ilk evleneceğine inanılır..

bknz: meydan larousse musun mübarek :P


"ben köyümün yağmurlarında yıkasınlar çal ayna"
sizi şöyle alalım (muhahaha)

"hayat eskısı gıbı degıl hıc canım istemiyor yürümek sadece sessizliği duymak isterdim"
neden uçup gidemiyorum?
neden bağlı kanatlarım?


"sevdiğiniz sizi beğenmesi için ne yapardınız"
yavrum ya kıyamam.. sen birşey yaptıktan sonra beğenecekse bırak beğenmesin kuzum ya kendini hırpalamana değmez. (nöbetçi güzin abla)

"canan saracoglu"
ne var?

"aöf 2009 sınav kağıtları yollandımı"
yok canım daha gelmedi ama 20 gün kaldı sınava yakında gelir herhalde..
(insanlar karşısında biri var ve ciddi ciddi cevap veriyor sanıyorlar sanırım)


"öss için ders çalışırken sıkılmamak için yapılanlar"
ne yaparsan yap sıkılacaksın yavrum, kendini google köşelerinde sürümene değmez.. ders çalışmak sıkıcı bir şeydir ve eğlenceli hale getirmek, işin ucunda sınav varsa "hikaye"dir :)

"aşkım mesaj bekliyo ne yazayım"
gelen uzak ara en absürd arama.. acaba istediği gibi bir şey bulabildi mi? benim blogumda bulamayacağı kesin de :D seni artık sevmiyorum yaz, soğudum senden yaz :P herşeyi de devletten beklemek olmaz ki canım..

"bugün ben sessizliği duymak isterdim"
ben de gezmek istiyorum ama bunu google la paylaşmıyorum di mi :P

"emrah ozertem"
hayırdır ne yapıcaksın 8-) sinirlendirmesene insanı gece gece cık cık cık!!

"içimde bi sıkıntı var neden bilmiyorum"
insanlar içlerindeki sıkıntının nedenini bile google'dan arar oldu haydi hayırlısı.. google biliyor muymuş peki :P annem sıkı can iyidir kolay çıkmaz der hep belki işini görür ;)

"içime kar yağıyor bütün sonbahar yaprakları çürüyor"
Cehennem! Git onlara deki; Sedat Yalçın bi daha asla aşık olmicak. oof of..

"söz kurdelesi yutmak"
"kırmızı kurdela yutmak"
yutmayın canlarım çıkmaz bak.. mischief dediydi dersiniz..

"morg kesme"
bakışmak manasına mı? ben bile anlayamadım sen ne bulmayı umuyorsun ki yavru ceylanım :)

"maziye bak mevzu derin"
hayırlısı artık 8-)
ps:ne olduğuna dair minicik bir fikrim bile yok
ps2:googledan buldum kamyon sözüymüş =))

"rüyada para topladığımı gördüm"
hayırdır inşallah..

"sözlenirken söylenenler"
muhtemel senaryo: google aramacısı şahıstan söz yüzüğü takması istendi.. ne söylemesi gerektiğini bilemedi bana sığındı yavrucak.. yanlış yerdesin ama şöyle söyleyeyim.. içinden ne geliyorsa söyle gitsin ;)

muhtemel senaryo 2: bu şahıs aşkım mesaj bekliyor ne yazayım diyenle aynı kişi.. ve nerde ne söylemesi gerektiği konusunda başı fena halde dertte..

"zıplamalı atari oyunları"
ben de hastasıyım yahu :) bulduysan link atsana hafız :)

"ülker çikolatalı gofretin arkası"
"ülker çikolatalı gofretin resmi"
resmi için images a, arkası için doğru bakkala çikolata almaya.. hadi bakayım marş marş:)

"onarımınız devam etmektedir (52)."
ana temalı 20ye yakın arama.. anladım ki dünyada tek değilmişim.. sizleri seviyor ve sevgiyle kucaklıyorum sevgili hp mağdurları..

"melahat aydinoglu"
daha yeni yazmama rağmen 6 arama :D yoksa yeni manukyan filan mı kendileri merak ettim :))))

"prens erkan"
komikti di mi.. bir daha verse yine seyrederim :))

"benim arkadaş listemdeki hepsi bir birinden değerliler"
ne mutlu sana.. bu konuda benim ya da google'ın yapabileceği herhangi bir şey???

"d sürücüsünü biçimlendirme ne işe yarıyor"
sürücüdeki hataları ve sorunları düzeltir.. aman diyim içinde önemli bir şey yokken biçimlendir boşaltır çünkü.. (faydalı blogger)

"deryalı günler programında verilen yemek tarifleri"
olabilecek, gelebileceğin en yanlış blogtasın yahu.. bu da maharet işidir.. tebrik ediyorum seni =)

"onarımınız devam etmektedir (52) ne demek"
bir bilsem tatlım :D

"onun yanında olmazsan pişmanlık duyacaksın...belki bugün değil, belki yarın değil...ama bir gün mutlaka"
Casablanca filminde geçer ayrıca Tekrar Çal Sam oyununda kullanılmıştır.. muhteşem bir sözdür.. daha ayrıntılı bilgi istiyorsan özelden görüşelim :P

"prens erkan yemekteyiz"
afiyet olsun tadı güzel miymiş bari? biz de portakal yemekteyiz ama bu başkalarını ilgilendirmiyor değil mi :P

"ses le ilgili sorular ve cevaplarr"
benim bir sorum yok.. senin varsa cevaplayayım istersen :P

"sisi mani fıstık"
abla lubla lub lub lubla
yes yes yes yes fıstık
no no no no fıstık
sisi mani fıstık

hak verdim sana yaa.. ben de boş bir vaktimde aramayı düşünüyorum.. ne demek acaba??


"tayland yapımı alone izle"
izledim güzeldi, tavsiye ederim sen de izle..

"what time is it? sorusuyla ilgili kelimeler"
anlayan beri gelsin.. acaba çeyrek var çeyrek geçiyor buçuk gibi kelimeleri mi öğrenmek istiyor yavrucak.. böyle yazarsan bulamazsın ki ama :-/

"wishorb"
bana gelmeyi nasıl başardın bilmiyorum ama gittiğimiz sertifika programındaki projelerden birinin adıydı.. doğumgünü hediyeleri konusunda.. anlatanlar eğlenceli tiplerdi, ben kazanmalarını istemiştim ama kısmet değilmiş :) zaten sonradan hile yaptıklarını farkettik :)

şimdilik bu kadar umarım en az benim kadar eğlenmişsinizdir :)



sürpriz

bu yazımızda bahsetmişiz ptt görevlisini alatacağız diye. voodoo görl hatırlattı sağolsun.. söz verip de tutmamak olmaz değil mi..
aynı postacıyla ilk görüşmemiz için buraya alalım sizi..
kar yağışı altında elde kocaman kutu içerisinde laptop pttye girilir.. pttdeki amca görür görmez

-aa ben seni bi yerden tanıyorum, daha önce gelmiştin değil mi?

-hı hı gelmiştim..

-yine kart yollamıştın

-evet

-yanında annen vardı

-yok halamdı (niye düzeltiyorsam :D )

-he işte tamam hatırlıyorum seni..

tam bu noktada araya girip İÜ güvenlik görevlilerine çemkiriyorum müsadenizle.. Alçak bayan x2 ve alçak adam.. 3,5 senedir, ÜÇ BUÇUK SENEDİR , aynı kapıdan içeri giriyorum.. hala kimliğimi görmeden hatta kimliğimi incelemeden beni tanıyamıyorsunuz.. üstümde ne olduğunu hatırlamanızı beklemiyorum, simaen hatırlayın ve yağmurda soğukta kimlik çıkarmak için uğraşmayayım.. lütfen!!

neyse çemkirdim, rahatladım devam edebilirim =)

adam defterini çıkarırken (pttde pullar hep defterin içindedir) mischief insanı kartları kontrol eder sayısını söyler ardahanlı pullardan almak için bekler..

o sırada adam pulları bana doğru uzatıp aynı zamanda ptt kargo olmasından dolayı gelen bir adama döner..

bana:

-aa bi saniye bekle sana bir sürprizim var

-(içimden) nasıl yani ?!?!?!??!?!?!?!?!???!!

-dur dur bekle 2 sn.. (tamam sevgilim gözlerimi de kapayayım mı :S )
.
.
mischief insanı bekleerr bekleerr.. o sırada aklına ne olabileceğine dair milyonlarca ihtimal gelir..


hatta kötü şeyler de gelir tümden vazgeçip imdaatt diye kaçmak ister..

o sırada sevgili ptt görevlimiz müthiş sürprizini açıklar..

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

yeteri kadar heyecan yaptığımı düşünüyorum.. buyrun sürprizim =)



geçen sefer hepsini dilimle ıslatacağım diye helak olmuşum beni düşünmüş.. ama ben neler hayal etmiştim yahu :P
yer: görevlilerin müşteri kazanmak için yollara döküldüğü yerlerden herhangi biri..

hava çok soğuk ve yağmurlu.. tek başıma hızla yürüyorum.. şöyle bir monolog geçiyor kapıdan çıkan beyefendi ile aramızda:

-iyi akşamlar
tanıdık zannıyla bakılır ama bakınca görevli olduğu anlaşılmıştır.. baş selamı ile karşılık verilir iyi akşamlarına..

gayet ikna edici hatta yalvarıcı bir ses tonuyla:

-pardon bayan bir dakika bakar mısınız?
-...

-bayan bir şey sorabilir miyim?
-...

-güzel bayan?!?

içten tövbe estağfurullahhh!! dıştan yine sessiz

-bir bakın ama
-...

-kalbimi kırıyorsunuz ama olmaz ki böyle
-...

-aşkolsun
-...

para için bu kadar dil dökmek zorunda olduklarına mı üzüleyim, kendilerini bu kadar geliştirmelerine mi şaşırayım, söylediklerine mi güleyim bilemedim.. ama eğlendim yine de..

yurdum insanını manyaklıklarıyla seviyorum yahu..

polemik

bildiğiniz üzre 20 gün sonra mahalli seçim için oy vereceğiz.. bilmiyorsanız da televizyonda sık sık bağırıp çağıran insanlardan anlayabiliyoruz zaten..


mahalli seçim olmasına rağmen mitinglerde bağırmaktan seslerini yitirecek duruma gelen parti başkanları.. iktidar ve muhalefet partisi temelli laf sokma yarışları.. medyanın yanlı olmanın suyunu çıkardığı anlar..

sokaklara döşenmiş ve hepsi çöp olacak milyonlarca bayrak, billboardlar, takım elbiseli en yakışıklı (?) vesikalık pozlarıyla koca koca adamlar..

bütün gün sokaklardan geçen ve kolonlarının seslerini sonuna kadar açmış vasıtalar..

daha ilk mahalli oy verişimde o kadar nefret ettim ki.. insanlar sürekli birbirinin açığını yakalamaya çalışıyor, her gün bütün haberlerde liderler gerçekleştirmeyecekleri şeyleri bağırarak anlatıyor..

herkes birbirinin kuyruğunu kıstırma peşinde.. kıstıran bir dahaki sefere daha da çok yükleniyor..

ülke siyaseti hep bu kadar kötü müydü bilmiyorum.. siyaseti algılayabildiğim 5-6 sene olmuştur en fazla..

ama her gün aynı insanları bağırırken görmek her gün aynı sesleri duymak, aynı şarkılara maruz kalmak o kadar midemi bulandırıyor ki..


içimden belki düzelir ya diyorum.. umut etmek gerekir diyorum..

o sırada kanalı değiştiriyorum.. ibrahim tatlıses yıldız tilbeye bişeyler demiş.. o altta kalmamış ona çemkirmiş.. beriki susmamış ağzına geleni söylemiş..

elim kapatma tuşunda, vazgeçiyorum..
spam mailler kendini aşıyor gitgide.. bazı uzuvları yüksek rakamlara ulaştırabildikleriyle ilgili olanlara alıştım artık.. hiçbir tepki göstermiyorum.. şurda seni kısmet bekliyor, Bill Gates sana şu kadar para verecek, malum mavi renkli ilacta indirim var şu fiyata alabilirsin.. kız arkadaşın sana bayılacak çok memnun olacak tadında mailler artık ilgimi bile çekmiyor..

ama bugün gelen biraz ileri boyuta geldiklerini gösteriyor sanırım..

maili gönderen
Melahat Aydinoglu

konu başlığımız:

"evlenmeyi dusunmuyor musun artik?"

içeriğinde de klasik olarak bir tanışma sitesi reklamı var..

100.000 Gelin ve Damat Adayi sizi bekliyor!!
adı altında..

zaten isim kaynana olmaya çok müsait.. insanın tamam abla evleniyorum diyesi geliyor değil mi? ben de öyle hissettim.. kızma ablacım evleniyorum verdiğin siteye girip :P


kandilinizi ve dünya kadınlar gününüzü kutlarım efendim..
yine bişeyler zırvalamak istedim..

harika bir rüyayla başlanan güzel bir gün..

karşılaşılan birbirinden güzel insanlar..

rast giden işler..

iyilikler yapmanın verdiği haz..

beni seven ve sevdiğim insanlar..

kulaklarımda süper bir şarkı.. Gloria Gaynor-I will survive..

elimde en sevdiğim içeceğim, sıcak çikolatam..

hayat kimsenin içine etmesine izin vermeyecek kadar güzel.. yaşadığımız her anın tadını çıkarmalı..

televizyon delisi

neden sık blog yazmaya başladığımı farkettim.. çünkü sıkıldım.. bütün gün tv izlemek / netin başında olmak çok sıkıcı çünkü.. okula gittiğim zamanlarda oyalanacak değişik şeyler bulabiliyordum halbuki.. şimdi varsa deryalı günler yoksa yabancı gelin..

iddia ediyorum Yüksel Aytuğ ya da Burhan Ayeri bile benim kadar televizyona maruz kalmıyordur.. genellikle başka şeylerle meşgul oluyorum ama mutlaka kulağıma bir programdan bağırışlar öbür programdan yemek tarifleri çalınıyor..

dün deryalı günler de (ismini uyduruyor olabilirim ama aklımda böyle kalmış) sinüzit içerikli alt yazıyı görünce bir izleyeyim istedim.. bilen bilir sinüzit belası başımda olmakta ve hemen her gün ağrı vermektedir.. öncelikle Fatih Ürek abimiz evleneceğini açıkladı, sonra birden beyaz bir çorabı dikmeye başladı.. o sırada Derya Baykal Fatih abimizi övüp durdu..

derken programın son 15 dakikası kapı çalındı.. Doktor arkadaşımızdı gelen elbet.. 15 dakika içerisinde sinüzitin ne olduğunu açıklayıp yapılan yemekleri yiyip gitti..... ve ben Fatih Abimizin özgeçmişini ve yapılan geneli kullanışsız ürünleri izlediğimle kaldım..

bugün de yine aynı sinüzit kandırmacasıyla kanal 7deki adını bile bilmediğim yemek programını izledim.. soğan kokusuna dayanamayıp yemek programı sunan sunucu, azeri bir masöz, var mısın yok musundan birkaç kişiyi içeren dünya tuhafı bir programdı..

ama bu sefer muazzam (!) şeyler öğrendim.. azeri bayan gösterge parmağımızı (işaret) burun kulakçıklarına dayayıp parmaklarımızı saat yönünde çevirerek baş ağrısından kurtulabileceğimizi iddia etti.. ayrıca parmak uçlarımızın tırnak kısmını sıkarak stresi azaltıp vücudu rahatlatabiliyormuşuz..

mischief insanı durur mu!! hemen kendi üzerimde denedim hepsini.. ve sonuçlar:

*masajdan önce başım ağırmıyorken şu an üzerimde olan ciddi başağrısı..

*yüzük parmaklarımda olağan üstü bir dengesizlik.. tesadüf mü bilmiyorum ama rot balans ayarı bozulmuş gibi sağ eliminki sağa sol eliminki ise sola kayıyor.. (klavye kullanırken farkettim.)

ibrahim tatlısesten geliyor "ben nerde yanlış yaptım" :(

keşke Azeri Abla nın adını alsaydım.. dava filan açardım belki..

sonra kendimi bir anda yemekteyiz deki prens erkan ı izlerken buldum.. bilmeyen varsa şöyle alalım onları..

hemen ardından bir bakmışım zatın meşhur hareketi olan elleri arkada kavuşturup yılan dansı yapma olayını gerçekleştirmeye çalışıyorum..

bir gün kendimi dest-i izdivaç ya da bilimum evlenme programlarını takip ederken bulmaktan çok korkuyorum.. pazartesi gelse de günlük hayatıma geri dönebilsemmm mm mmm mmm..

karışık

*alışkanlık olmaya başladı sanırım blog yazmak.. yine kapanacak diye çok korkuyorum =).. gerçi alışkanlıklar 21 günde terkediliyormuş bir arkadaşımın söylediğine göre.. 21 güncük de dayanabilirim sanırım.. hele ki alışkanlıkları acizlik olarak gören biri olarak..

*değişik bir insan oldum son günlerde.. bazı insanlara sevgim/tahammülüm azaldı, bazılarına çoğaldı, bazılarını yok saymak kolaylaştı, zamanında çok saçma gelen davranışları belli mantıklara oturtmayı başardım, yeni ve güzel kararlar aldım.... uzaaaar gider..

sevdiklerimi hayatıma daha çok sokmaya karar verdim mesela.. en sevdiğimle bile aramda duvarlar ördüğümü hissettim.. insanlarla çok fazla şey paylaşmadığımı farkettim.. normal bir insan neden böyle yapar ki? ya da ben normal insan mıyım ki =)

*insan tatilde olunca, tüm gününü evde geçirince düşünecek daha çok zamanı oluyor.. hele benim gibi gece uykusunu sevmiyorsanız, size eşlik eden bir sessizlik ve karanlık varsa..

*gerçekten hiç bir şey imkansız değilmiş yahu!

psycho killer,
qu'est-ce que c'est
fa fa fa fa fa fa fa fa fa far better
run run run run run run run away (müzik dinleyen smayli)

* bir sürü onarımınız devam etmektedir(52) araması gelmiş google analitiksten.. canlarım ben de sizin gibi mağdurum bilmiyorum ne demek olduğunu.. yanlış yerdesiniz =) bir tane de onarımınız devam etmektedir (0) gelmiş, tez zamanda bitecek tamiri bu da benden sana abla (?!?!?!) kıyağı =) piri oldum bu işin :P

*uzakdoğu beni keşfetti!! postcrossingten ülkenizi çok seviyorum private swap yapalım mı teklifleri gelip duruyor =) sanırım onlara olan sevgimi farkettiler :P.. Korelilerin sinemasına, Japonların Hiro Nakamurasına, Çinlilerin de evlerine aşığım!! istediğiniz swap olsun dadlum diyip yolluyorum hemen =) normal kart yollamaktan daha eğlenceli geliyor hatta.. forumuna girip kart dilenmeden beni buluyor olmalarından ayrıca zevk alıyorum =)

Tailand'dan Sultanahmet Camii pullu kart aldım hatta! ben tüm Dünyaya Mardin Taş Evlerin ne olduğu bile anlaşılmayan pulunu gönderirken Tailand'dan Sultanahmet Camii pulunu almanın ne kadar şaşırttığını tahmin edebilirsiniz sanıyorum..

* dizilerde/filmlerde hep kötü adamları tutar oldum, korkuyorum kendimden.. Batman'de Joker'i (Jack Nicholson) HIMYM'da Barney'i (kötü olmasa da örnek şahsiyet olduğu söylenemez) Heroes'de Sylar'ı tutuyorum.. Her dizide/filmde iyilik savaşçısı olarak gösterilen ama aslında hiçbir şeyi beceremeyen, kötü adamın yanından bile geçemeyen insanlar kazanıyor ya sinir oluyorum! tamam iyiliğin önemini anlatacak da kötü olanın azmi nerde kaldı?

saçma sapan ve karma karışık bir yazı oldu.. burada bırakıyorum sanırım.. kafamda bambaşka şeyler varken bambaşka şeyler yazdım yine..

güzel şeyler olacak hissediyorum =) zaten önemli olan da bu değil miydi? kurban söylüyor "gelme".. günün en güzel şarkısı..

mim -şiir-

voodoo girl bizi mimlemiş =).. bu seferki konumuz nispeten uzak olduğum "şiir".. ama yine de yazayım istedim..

nispeten uzak olduğum için en sevdiğim şiirden ziyade ilk aklıma gelen ve okumaktan zevk aldığım bir tanesini seçtim..

Hürriyete Doğru

Gün doğmadan,
Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola.
Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında,
İçinde bir iş görmenin saadeti,
Gideceksin
Gideceksin ırıpların çalkantısında.
Balıklar çıkacak yoluna, karşıcı;
Sevineceksin.
Ağları silkeledikce
Deniz gelecek eline pul pul;
Ruhları sustuğu vakit martıların,
Kayalıklardaki mezarlarında,
Birden
Bir kıyamettir kopacak ufuklarda.
Denizkızları mı dersin, kuşlar mı dersin;
Bayramlar seyranlar mı dersin,
Şenlikler cümbüşler mi?
Gelin alayları, teller, duvaklar,
Donanmalar mı?
Heeey
Ne duruyorsun be, at kendini denize:
Geride bekleyenin varmış, aldırma;
Görmüyor musun,
Her yanda hürriyet;
Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
Git gidebildiğin yere...

bir de Tahir ile Zühre geldi aklıma.. blogun bir yerlerinde olacaktı.. arayamam şimdi
buradan bakabilirsiniz =)

belgesel sevdası

Gece saatin ikisinde birinin canı sıkılmış.. kendine oyalanıcak şeyler ararken birden gözüne national geographic serisi takılmış.. kendine belgesel seçmek istemiş..saatin geç olduğunu, ışığı kapatacağını hesaba katarak ürkünç öğeler içermeyen bir tanesini seçmeyi düşünmüş..

o anda gözüne Firavun'un sırları belgeseli takılmış..piramitlere oldukça meraklı olan kardeşimiz bu konuda aydınlanmayı çokça dilemiş.. kapak olarak bunun seçilmesi de çok tedirgin etmemiş onu..

55dklık belgeselimiz başlamış.. piramitlerden uzun uzun ve güzel güzel bahsetmekteyken birden söz dönmüş dolaşmış mumyalara gelmiş.. (bu kısımda belgeseli izleyen kardeşimizin kafasız olduğunun altını çizmek gerekiyor.. piramit deyince insanın aklına gelen bir-iki şeyden biri değil midir mumyalar?)

sonra bu kardeşimize değişik mumya suratlarını kamerayı zoomlamak yöntemiyle göstermişler.. hatta bunla yetinmeyip mumyalarla çok ilgili bir profesör kadavrayı yayın esnasında keserek iç organlarını çıkarmış.. zamanında insanların beyinlerinin küçük bir kanca yardımıyla tek seferde çıkarabildikleri ballandıra ballandıra anlatılmış..

ekranda kafatasları, böcekler, mumya elleri, ayakları cirit atmaktaymış.. ama bu kardeşimiz ısrarla belgeselin 55 dakikasını da izlemiş..

saat 2:50 civarı olduğunda bu kardeşimizin ne uykusundan eser kalmış, ne de mumya silüetleri gözünün önünden gidebilmiş.. dolayısıyla o gecelik uykusundan feda etmek zorunda kalmış..

bu kardeşimiz kim mi?

tanımazsınız ya...

ben miyim?

yok canım..