yansıma, yanılsama..



Benim bir aynam var.. Çok sevdiğim, hatta canım gibi sevdiğim bir arkadaşımın hediyesi.. Ona bakıyorum dakikalardır..

Biri var orda.. Sureti bana benziyor ama bambaşka bir hayat yaşıyor..

Benim okumak istediğim bölümde okumuş..

Benim çalışmak istediğim yerde çalışıyor..

Benim sevmek istediğim adamı seviyor..

Yaşamak istediğim hayatı yaşıyor..

Görmek istediğim yerleri görüyor..

Olmak istediğim insanlarla beraber..

Gerçek olan sen olsan ya diyorum içimden..

Bakıyor bana,

Bakıyorum.. olmuyor...

ben bazen..

Ben bazen yeteri kadar çikolataya bulanırsa parmağımı bile yiyebileceğimi hissederim..

Ben bazen biriyle konuşurken bahsettiği şeyi unuturum, o kısımdan sonra tek vereceğim tepki “aa öyle mi” den öteye gitmez, gidemez..

Ben bazen en sevdiklerimden bile sıkılırım, telefona bakasım gelmez, msni açmak zorunda kalacağım diye, ya da biri bana bir şeyler yazacak diye ödüm kopar, sonra geçer,  yazmalarını/aramalarını isterim yapmazlar..

Ben genellikle ışık hızıyla hareket ettiğimi sanır, otobüs durağa geleceği saatte evden çıkarım, sonra otobüsü kaçırdığım için şöföre sevgilerimi sunarım..

Ben genellikle sonradan çok pişman olacağım şeyler yaparım.. bazıları buna iyilik der, karşısındaki insanın iyi olmak isteyip istemediğini umursamadan, sonra kendime kızarım, sonra yine yaparım..

Ben bazen sıkılırım.. zorunluluklar boğar beni, kaçmaya çalışırım elimden geldiğince..

Ben bazen dengesizimdir.. staja her seferinde söverek giderim ama bi hafta gitmezsem öğrencileri özlerim, gitsem mi derim..

Ben genellikle o kadar çok şey düşünür, kafamda o kadar şey kurgularım ki, hangisi gerçek hangisi kurgu birbirine karıştırırım.. Bazen düş görüyorum sanırım uyanıkken..

Ben bazen sevdiğim insanların kusurlarını görürüm, uyarmak isterim işe yaramaz, kabullenmek isterim onu da başaramam, susarım, uzaklaşırım, susarım..

Ben bazen oraya buraya fotoğraf eklerim, sonra onları kimsenin görmesini istemediğimi düşünürüm ama iş işten geçer.. 

Ben bazen devekuşu gibi olurum, fotoğrafımı değiştirip suretimi içermeyen bir fotoğraf koyduğumda insanlardan saklandığımı sanırım..

Ben bazen asosyal olurum, sosyal yanlarım ağırır..

Ben bazen üşürüm, hava sıcak bile olsa.. içimde ısınmak istemeyen bir buz kütlesi olur sanki..

Ben bazen özlerim..

çocukluğumu.. eski beni.. kendimi..

Sonra beklerim

geçer..


mime çevirmek isteyen varsa buyursun..

yeni

hep söylerim tuhaf bir insanım.. "yeni" kavramı hemen herkes için sevindirici bir olguyken sözkonusu olan bensem tam anlamıyla mecburiyettir.. öyle ki duvarkağıdım bile mecbur kalmadıkça değişmez, telefonumun resmini değiştirirsem bu benim değil der elimden bırakırım..

alışkanlıkların insanıyım belki de.. hayatımda her şey olduğu şeklinde kalsın istiyorum. bir eşyayı yıllar önceki yerinde arıyorum bazen.. alışkanlıkların süresi 21 gündür diyen insanı anıyorum sonra..

ama dünya dönüyor, hayatlar değişiyor, rutini aradıkça can sıkan değişimler karşılıyor bizi.. -belki de sadece beni bilmiyorum-

hayata yön verilmesi gereken, belki de insan hayatındaki en zor dönemlerden birindeyim. öğrencilik hayatımın son finallerine giriyorum.. "yeni" kelimesi bolca girecek hayatıma bu dönemde.. yine 21 gün sadece diye kendimi kandıracağım, belki bu kez alışkanlıktan sabah işe gitmek yerine okula giderim kim bilir?

şaşkınlık ve gerginlik had safhada.. bir taraftan öğrencilik halinin biteceği üzüntüsü, öbür taraftan belirsizliğin getirdiği tedirginlik.. ( bu sırada kulağıma çalınan titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime sözü :) )

tek yapabildiğim mezuniyet balosu, kep töreni gibi detaylara takılıp ana konuyu düşünmemek.. şu ana kadar başarılıyım da sanırım.. son güne geldiğinde düşünürüz artık :)

"yeni" demişken canımızdan çok sevdiğimiz malt'ımız yeni bir albümle şenlendirdi bizi.. iyi ki varlar, hep de olsunlar..