ehl-ul umur


efendim yaklaşık bir buçuk aydır istanbulun en tuhaf yerlerinden birine çok yakın arkadaşım ile sürücü kursuna gitmekteydim.. yazılı sınavın başarıyla geçilmesinden sonra en zor ama en keyifli kısma geldik.. Sürüş çalışmaları!!

öncelikle kurs seçiminden başlamalıyım.. mischief ve canı arkadaşı 2 yıl kurs kurs diye sayıkladıktan sonra gidip tuhaf bir yerde tuhaf ötesi insanların yanında bu işi halletmeye karar verir.. eğitici kadromuz donuk ilkokul esprileri yapan trafik hocası, 40-50 kişiye isim isim yoklama yapan, ileriki haftalarda dersi size anlattırıcam diyen bir ilkyardım hocası (yoklamanın nedenini halen anlayabilmiş değilim) ve motor hocasından oluşmaktaydı (bu hocadan ileride bahsedilecektir <3 )

bunlara rağmen sonradan oturup çalışmayacağını bilen mischief ve arkadaşı her haftasonu üşenmeden kursa giderler.. tabi kursa gitmelerinin başka sebepleri de vardır.. trafik derslerini ekip kebapçıya, dürümcüye gitmek, bir de motor derslerini kaçırmamak..

bir de bayanlar motor dersini beceremez derler, verin hepsine böyle bir hoca, bakın bakalım kalan oluyor mu! 2 yanlış yaptım sadece ve o 2 yanlış için bile kendimi yemekteyim :) (acıklı fon müziği devreye girer, "ama evlisinnn" )
neyse çok sulandırdık..

yazılı sınavları atlattıktan sonra sıra keyifli ama yorucu kısma geldi tabi.. bayanların neden erkeklere oranla daha zor araba kullandıklarını deneyince anlayadım.. tek sebebi debriyaj! sonuna kadar basmak ne kadar yorucu!

araba araba olalı böyle eziyet görmedi.. neymiş ayağımı hızlı kaldırmayacakmışım stop edermiş.. neymiş kavrama noktasında gaza basacakmışım.. neymiş dururken basmazsam gene stop edermiş.. koskoca arabada bu kadar nazlı mekanizma olur mu yahu! yeni gelin mübarek..

neyse 3 sürüşten sonra kendileriyle yıldızımız barıştı, halen mesafeliyim kendisine ama mutualist hayat sürebiliyoruz en azından..

hayatta bazen kendini ufacık hissedebiliyorsun.. önemsiz bir zerrecik, bir nokta.. bugün üstüme gelen tırda bunu hissettim bugün.. birebir yaşanan diyalog:
-hocam geliyor ya, altına alacak şimdi
-bişey olmaz ben yanındayım
.(iç ses) elimden de tut bari, romantik!

arabamızda bir de problem vardı aslında.. rot ayarı şaşmıştı kendisinin ve direksiyon sağa doğru saatin saniye kolu gibi atıyordu.. bu da süreni sinir etmesinin yanı sıra araç kullanırken omuz sallıyor, gerdan kırıyormuşsun izlenimi veriyor dışarıya (abartmıyorum).. vur patlasın çal oynasın bir sürüş eğitimi oldu anlayacağınız.. işin kötü tarafı sınava da aynı arabada gireceğim, umarım hocalar dansımı beğenir.. olmazsa sonuç halktan gelen smslerle belli olacak (böö)

sınav bir hocaya göre 8-9 ocakta diğer bir hocaya göre 15-16 ocakta.. (bu da din büyüklerinin ihtilafları gibi oldu ama böyle) o güne kadar ikisi kursla, en az biri kişisel çalışmalar daha yapmayı düşünüyorum.. duyan herkes "kolay yeaa yaparsın" diyor, umarım takılmadan atlatırım..

son olarak mutlu yıllar herkese! 2011in 2010dan onlarca kat güzel geçmesini diliyorum hepimiz için..

*başlık arapça, işin ehli demek.. ilk defa arapça başlık atıyorum sanırım, özledim mi ne?

öyle işte..



Sen varken kötü diye bir şey bilmiyorduk
Mutsuzluklar, bu karalar yaşamada yoktu
Sensiz karanlığın çizgisine koymuşlar umudu
Sensiz esenliğimizin üstünü çizmişler
Nicedir bir pencereden deniz güzel değil
Nicedir ışımayan insanlığımız sensizliğimizden.

Sen gel bizi yeni vakitlere çıkar.

İlhan Berk

..

"saat üç ayaktasın

uyku tutmamış yine

ne yazıyorsun kara kara

beyazlar üstüne"

yoktum bayadır.. yazmak istediğim o kadar çok şey var ki..

ama zamanı değil sanırım.. beklemeli..

saat üç..

ayaktayım..

uyku tutmadı..

geçen ay bugün..

özlemek..

fazlasıyla özlemek..

...