karışık VI imiş

kaçta kaldığımı unuttum.. aslına bakarsanız yazmaya yazmaya blog yazmayı da unutmuş olabilirim.. tam da ttneti bahane edecektim ki bir arkadaşın yoğun fırçaları sonucu (ünlem bile kullandı yahu) yazmaya karar verdim..

aslında ne yazacağımın bilmiyorum pek.. sadece beynim yazı yazmaya odaklandı, ellerimi bir sağa bir sola hareket ettiriyor.. ortaya da bu zırvalar dökülüyor işte.. okuyanlara teşekkür edip beğenenlere teşekkür x2 diyelim bakalım..

* bayramlar için süper dileklerde bulunur insanlar.. şöyle iyi geçsin.. melekler avuçlarına kuş koysun falan filan.. samimi gelmedi, gelmeyecek de.. (aynı durumu yılbaşlarında da yaşıyorum) yıllardır bayramlar hayatımın en kötü günleri içinde olmuştur..bu sefer eskiler kadar kötü değil ama avuçlarımı açtım melekleri bekliyorum günlerdir, tık yok.. aşkolsun :-/

* okulum teorik olarak açıldı.. bayramdan hemen sonra ders başı olması kuvvetle muhtemel.. gidelim bakalım değişiklik olsun ;) birkaç kişiyi özledim, görüşelim..

* maç izlerken çok agresif oluyorum, izlediğim basketbol maçıysa topa potaya girmesi -duruma göre girmemesi- için yalvarırken yakalıyorum kendimi bazen.. sonra düşünüyorum, bunun oğlum gitme oraya öldürecekler seni diyen teyzelerden ne farkı var ki? benim dememle de sayı olmayacak sonuçta..

demek ki bazı şeyler yaştan ziyade odaklanmayla, sevmeyle ilgili.. (evet hidayetin topunun girmesi için çok yalvardım olamaz mı? ayrıca nuriler kovalasın seni hido  )

* ramazan boyunca hayatım aynı düzlemde aynı yönlerde gidip gelmekteydi.. çok sevdiğim biri bu durumu trene benzetti (orda kastettiği ben değildim ama üzerime çok uyuyor bu durum).. sürekli hareket etmesi bağımsızlık kazandırmıyor ona.. gittiği her yerde altında raylar var, ve o raylardan ayrılmamak zorunda.. aynı rayların üstünde bir oraya bir buraya.. değişiklik olacak, olmak zorunda..

* şehir tiyatroları sezonu açıldıııı!! ekim sonundaki 2 oyuna bilet almayı düşünüyorum şimdilik.. hatta hemen bu gece de yapabilirim.. görünce içim kıpır kıpır oldu yine.. sLn in bize katılamayacak olması üzücü olsa da yine de yabba dabba duu demek istiyorum müsadenizle..

* çok acayip batıl inançlarım var.. siyah kedi mevzuu değil ama onu bile aratacak şeyler.. işin ilginç tarafı yenmeye çalıştıkça daha inandırıcı olması.. bir girdap gibi.. kurtulmaya çalıştıkça daha çok içine giriyorum, daha çok inandırıyor bana kendini.. 

* bugün iki süpriz sonlu bir film izledim.. aa aa şeklinde şaşırdım ikisinde de.. aslında sıkıcı bir filmdi zachary levi'nin yüzü suyu hürmetine izledik ama sonunun şaşırtıcı olması iyi oldu.. filmin adı "spiral" japon uyarlaması.. tavsiye ediyor muyum? yoo ama söyledim işte =)

* msnin yeni sürümünden iğreniyorum, aldığım her resimden sonra bir zımbırtıyı güncelleştirmesinden tiksiniyorum, her aldığım resim benzerinde kulaklarını çınlatıyorum bill gates.. üzgünüm, hakettin.. hem kabul etmek, iptal, reddetmek nedir yahu? eminönünde saat satan koyu tenli arkadaşlara mı çevirttiniz? ben var reddetmek..

* gecenin 3ünde mini cheetos zıkkımlanıyorum.. dik kafana hüplet diyor, kırmak olmaz.. 

* çok pis içime kapanasım var.. yalnız bir şeyler yapayım istiyorum, kafamda planlar da var.. ortalıkta görünmezsem merak etmeyin.. ya da edin ne yapayım :P

* seize the day kanıma işledi bu aralar.. yapmak istediğim, eski Canan'ın asla yapmayacağı şeyleri yapıyorum.. farkettim ki hayat böyle daha zevkli.. sınırları aştıkça hayat güzelleşiyorken kendimize aşk gibi, ya da korku gibi tabular koymak neden? (anlaşılmaz konuştum gene, sevmedim)

* içimdeki fasıl şarkıları aşkı kabardı.. ada sahillerinde bekliyorum, arabaya taş koydum dinleyip her şeyi boşvermek muazzam! tavsiye olsun bu da..

tahtaya defalarca ceza aldığı şeyi yazıp sonra yeniden yapan Bart Simpson gibiyim.. yazacağım diyip yazmıyorum.. bu da kendimi sevmememe neden oluyor.. bir daha olmayacak desek mi ki?

1 Response
  1. Selin Says:

    Ben "yaz" dediğimde beni dinlemiyorsun ya kalbim kırılıyor, küsüyorum :((