"Go on"




Lauren: Everything you've gone through in the past years has helped you build up a certain emotional armor.

Ryan: Yeah, I guess, there's something empowering about having some absolutely horrible thing happen to you. I feel stronger, less fear.



Hani bazen iki alakasız insan sizden bahsediyor gibi gelir ya. İşte öyle bir şey...


Going on...

ne aslında ne imiş

Malumunuz yaşlanıyoruz. Zamanla oluşan ve adına olgunluk da dediğimiz bazı fikirler gelişiyor kafamızda. Bugün onlardan bahsetmek istedim biraz.

* Büyümek göründüğü kadar eğlenceli değilmiş. Hatta hayatın en sevimsiz tarafıymış.

* Öğrencilik ise ömrümüzün en güzel yıllarıymış. En güzel ve değeri en az bilinen yılları...

* Öğretmenlik sırf en sevdiğin öğrencin hediye etti diye kalemi kullanamamakmış.

* Ya da birinin canı yandı diye tek dinlenme aranda onun peşinden koşturmak...

* Sevmek yerine hiçbir şeyi koyamamakmış, çok uğraşmak ama başaramamak...

* Ya da neden içinde belirdiğine anlam verememek... Kendi haline şaşırmak...

* Pazar günü banyo değil dinlenme günüymüş. Ya da haftanın stresini atma... Seçim senin.

* Hayat yorulduğun zaman mola vermezmiş, kendine gelmeni beklemezmiş. Her zaman peşinden koşman gereken bir şeyler varmış -ya da olmalıymış-.

* Ve o hayat adil değilmiş... Kesinlikle...

* Bazen mutluluk canın sıkıldığında duyduğun bir 'naber'miş. Bazen yanında alınan bir nefesmiş ya da sadece birinin var olduğunu bilmek...

* 'O ancak filmlerde olur' denen şeyler varmış, gerçekte de olsalarmış ya?

* Özlemek duyguların en yoğunuymuş, en yalını, en içteni. Gerçekleştiği zaman en çok acı vereni olması bundan olsa gerek..

* Tembellik bir öğretmenin yazılı sorusu hazırlaması gerektiği zamanda oturup blog yazmasıymış. Bundan da pişman olmaması..

* Kavuşmak upuzun bir sarılmaymış. İnsana yaşadığını, sevdiğini ve hayatın yaşamaya değer olduğunu hatırlatan bir sarılma..

* Üzüntü bu hislerin bir daha yaşanmayacağını bilmekmiş..

* Dostluk her düştüğünde elinden tutacak birileri olduğunu bilmekmiş. Yanında gün boyu gülüp aynı gece doya doya ağlayabildiğin biri.

* En büyük ihanet insanın kendisine ettiğiymiş. İnsan sadece isterse başkasının ihanet etmesine izin verebilirmiş.

* Huzur bir kokudaymış. Ya da seste.. Ya da gülüşte..

* Nefret içinde yerleşmesine izin vermemen gereken tek duyguymuş. Yerine bolca 'umursamama' büyütmeliymiş..

* Mucize yazıyı yayımladıktan sonra bir 'naber' duymakmış.

* Ve mucizeler yalnızca masallarda olurmuş.

ordan burdan

* Blog yazmayalı o kadar uzun zaman olmuş ki. "Yeni kayıt" sekmesini bulmak bile uzun sürdü. Nihayet burdayım.

* Çok şey değişti hayatımda. Buraya yazması sayfalar sürecek kadar şey ama yazmayacağım. Zaten okuyan var mı bilmiyorum, sadece biraz laflamak istedim.

* Kış mevsiminden nefret ediyorum. Kış mevsiminde sürekli hasta olmaktan nefret ediyorum. Yakın zamanda bir hafta kadar sessiz sedasız gezdim, şimdi ise rutin nezle sendromuyla boğuşuyorum. Gelsin kırmızı burunlar.

* Yemini geciktirince camı tıklatan bir kaplumbağam var. O kadar efendi, o kadar terbiyeli!

* Birebir yaşanmış diyalog:
-En akıllı öğrenciniz kim öğretmenim?
+Sensin oğlum
-En zeki?
+Sensin oğlum
-En çalışkan?
+Sensin oğlum benim
-En salak?
+???!!?!

Şimdiki nesile iyilik de yaramıyor.

* Çocuklarla haşır neşir olunca büyüklerin ne kadar samimiyetsiz olduğunu farkediyorsun. O samimiyeti kaybedince et yığınından başka bir şey kalmıyor geriye. O samimiyette kalabilen birkaç insanın şerefine!

* Kendim dahil kimseye güvenmiyorum, arz ederim.

* "Onca zamana rağmen hala" mı yoksa "Gittiğin yerde kal" mı? En büyük ikilem.

* Gitmem gerek bu şehirden.

* 4 yaşında olsan da 25 yaşında olsan da hayal kırıklığı kötü bir şeymiş. Bu kadar içten ve bu kadar safça istediğin bir şeyin bu kadar saçma sebeplerle yok olması hangi yaşta olursan ol soğutuyormuş seni. Kendinden, karşındakilerden ya da hayattan...

* Hayatın bu aralar benim için planları var farkındayım. Yaşananlar tesadüf çizgisini epey aştı. Bekleyip görelim. Hatta konuya uygun şu şarkıyı dinleyelim.



* 2013'te gerçekleşmesini umduğum çok şey var. Sizin de vardır. Gerçek olsun.

Artık buralardayım.

Saygı, sevgi.