Ben

ne kadar tuhaflaştığımı farkediyorum günlerdir.. bazen çok eğlenceli, çok enerjik bazen de tam aksine boğucu bir haldeyim.. ama hiç ortada değilim.. ya en tepede ya da en altta..

her gün kontrol ettiğim, sürekli aktif olduğum siteden bir anda vazgeçtim.. öyle böyle değil girmek aklıma bile gelmiyor artık.. üyeliğimi de askıya aldım (iptal edilmiyormuş) bir de söz verdim kendilerine it's temporary i'll turn back diye.. dönecek miyim? önümüzdeki 5 yılın kalkınma planında görünmüyor kendileri..

okula gitmekten sıkıldım.. sabahki ilk derslere gitmek hiç içimden gelmiyor.. tam bu esnada sınıf tadilatı devreye girip "yattaaaa" diye havaya sıçramamı sağladı.. sınıfımızı, 366mızı, supersonic, pörfekt hale sokuyorlar! Mısır büyükelçiliği gerekli finansmanı sağlamış, derme çatma sınıfımızı baştan yaratıyorlarmış.. heyecanlıyız gururluyuz :P

dün her sabahki koşumu yaparken (otobüse yetişme) kendi kendime şarkı söylüyordum.. " run baby run now if you run you get it" şeklinde.. yolda gülme molası verdiğim için otobüse yetişmem zor oldu.. muhtemelen bindiğimde sırıttığım için de beni deli sandılar ama alışkınım..

yine aynı dün, bir gece öncesi rüyamda yanımızdaki markette Capri-Sun portakal gördüğüm için okul dönüşü markete uğradım.. her çeşidi olmasına rağmen portakallısı yoktu.. demek ki bütün bunlar "sadece" düşmüş 8-)

yaklaşık bir aydır çalışmaz halde olan laptopumu nihayet tamire verdim.. memurlar bile HP servisinden daha fazla çalışıyordur.. sabah 8:30 akşam 5 arası telefonla destek alabiliyorsunuz.. servisi de aynı saatlerde açık oluyor.. servislerin adresleri hiçbir yerde yazmıyor, telle öğreniyorsunuz.. kağıthane diye sizi yolladıkları yer okmeydanı.. sıranın 70den 74e gelmesi yarım saat sürüyor.. ama bunlar beni vazgeçirebildi mi? hayııırrr :P şimdi maksimum 30 iş gününün geçmesini bekleyip yapabilmişler mi ona bakacağız :)

eskiden olsa bilgisayarsız duramam diye ilk günden tamire verirdim.. ama artık 5dk gmailime bakmak ve sadece netten konuşabildiğim arkadaşlarımla bir-iki saat konuşmak yeterli oluyor.. daha fazlasını da istemiyorum zaten.. iyiyim ben böyle :)

posta yollamak ve almak hala en büyük keyiflerimden biri.. bugün eve gelirken 3 kardeşe ait toplam 13 kart yolladım! bu kartların pulları, yemek bile yememe rağmen dilimden hala gitmeyen o yapışkan tadı biraz buruk bir sevinç yaşamama sebep olduysa da mutluyum :P

her yerde, herkesin manyağını bulan Canan şahsı yine normal bir ptt görevlisine denk gelemedi.. adam önce bana en büyük sivasspor diye bağırtmaya çalıştı.. Ben Fenerbahçeliyim abi bağırmam deyince beni Aziz Başkana şikayet etmekle tehdit etti.. sivas başkanıyla arkadaşmış da bozulurmuş Aziz başkan.. abinin ikinci takımı da Fenerbahçeymiş.. ben benim sivastan çoğu tanıdığım gsli ama sen Fenerbahçeliymişsin deyince abinin balatalar tümden yandı onu gsli yapmaya çalıştığım gibi tuhaf bir hisse kapıldı.. aramızda anlaştık, ben yapıştırma işlemini nihayete erdirdim ve abim bizi kolonya ve peçeteyle uğurladı..

bütün bunların oluşma yeri okmeydanında sıradan bir ptt efendim.. tanıklarım var!

diğer ülkedeki arkadaşlarım bana kart yollarken birbirinden güzel birbirinden değişik pullar yapıştırıyorlar.. benim bugün yolladıklarımın hepsinde Ardahan'ın benim bile birşeye benzetemediğim bir pulu vardı! geçen sefer de üzerinde Atatürk, bir uçak ve bir tramvay olan pullar vardı.. ben bile hiçbir bağlantı kuramazken Amerikalı arkadaşımın ne anlamasını bekliyoruz ki?

ya da çiçek, böcek içeren pullar yapsak ölür müyüz?

pulların üzerimdeki tek etkisi bu oldu:



http://www.youtube.com/watch?v=ftFWjPuQ3HQ

omg! nirvanaya ulaştım :P (sorun explorerdaymış :D)
0 Responses