yes man!




gideli bir haftayı geçti aslında.. ama hem sınavlar hem de her daim elimin altında olan laptopumun yaban ellerden hala dönmemesi sebebiyle yazmadım..

ilk defa bir film kahramanını bu kadar kendime benzettim.. özellikle ilk başlardaki halleri.. herkesten kaçan, kimseyle görüşmek istemeyen, sürekli bahaneler arayan, mecbur kalmadıkça hiçbir şeyi yapmayan hallerini..

filmde bir düş görüyor Jim Carrey.. kanepesinin üstünde ölüp kalmış, çevresindeki insanlar onun doğal hali bu diye umursamıyor..bir gün ben de öyle olur muyum bilmiyorum ama gidişatım o yönde gibi :)

sürekli faal olmaya çalışan insanları oldukça yapay buluyorum.. gizlemeye çalıştıkları bir şeyleri var gibi.. onun üstünü örtmek için, zihinlerini meşgul etmek için, bir yerlere gitmek, bir şeyler yapmak zorunda hissediyorlar kendilerini..

her şeyin ortası güzel sanırım.. hele benim gibi hayatı olduğu gibi kabul edip o şekilde seviyor [ bu sıralar daha da çok =) ] ve hiçbir şeyden kaçmıyorsanız..

her neyse bir filmden nerelere geldik.. kahkahadan ölmüyorsunuz tabi ama vaktiniz varsa izleyin tavsiye ederim :) ilk baştaki halinin yerine beni koyabilirsiniz =)) ya da koymayın ben ondan daha eğlenceliyim :P

belki ben de bir gün bir kişisel gelişim programına katılır YES MAN! diye bağırır ve hayatımı değiştiririm.. tabi konferansa gitmeye evet dersem :P

ps: Jim Carrey ne kadar yaşlanmış yahu.. üzüldüm..

"Time goes, you say? Ah no! Alas, Time stays, we go."~Henry Austin Dobson

Trailer:




http://www.youtube.com/watch?v=Q-Z_CUYh2Sk

0 Responses